28 Şubat 2009 Cumartesi

kURMACA aŞK öYKÜLERİ 3

Bazı insanlar hikaye olmayı bile hak etmiyorlar. Onlardan olma istemiştim. Geçip gittiğinde hayatımdan iyi-kötü bir hikayen kalsın geriye, Bir değerin kalsın, o değer hikayeye dönüşsün. Ama olmadı. Bir hikaye bile olamadın ve ben şimdi sen gittikten ve sensizliğin acısı bile geçtikten sonra sana bir değer verip hikayeni yazmak istiyorum. Sana değer vermeliyim yoksa seninle geçen günlerin anlamsızlığını kabul etmem gerekir. Değersiz birine verdiğim değerin acısı çöker üstüme. Ama şimdi herşey farklı. Bir zamanlar en değerliyken bak şimdi en değersizsin... Hadi senin hikayeni yazalım. Bak bizim demiyorum... senin...

Zorla girdin hayatıma. buldugun ufacık boşluklardan süzüldün, ittire kaktıra dar koridorlardan geçtin, açılmaz denilen kapıları açtın. Biliyordun kırgındım. Kim yaptı sana bunu? Kim incitti seni demiştin... İncinmeme üzülmüştün belki, belki de sadece öyle hissettirmiştin ama bak bi sefer rahat bırak kendini, kader diye birşey var ve kaçamazsın demiştin. içimden ne klasik laflar demiştim. ama unutmuştum her ne kadar büyük laflar etsem, bir daha düşmem bu tuzaklara desem, bu bir oyun desem de içimde bir yerlerin kadın oldugunu ve bir biçimde ne baglanması benden geçti o dediğim şeyin benim canımı yakacagını.

senin hikayeni yazmak zor. duyguları, olayları anlatmaya gerek yok. ne de olsa yalanmış hepsi. bana yalan söyler misin demiştin. evet diyen bendim sense ben söylemem demiştin. ben sana söylemedim cunku hak etmediğine inanıyordum ama sen... o cok değerli, cok özel, harika bana yalan söylemişsin, hemde ilk andan son ana kadar. senin hikayeni yazmak zor, çünkü sen belki de adı sanı bile gerçek olmayan biriymişsin, cesurca oynamısın birinin hayatında özel ve önemli olma oyununu ve olunca da, e hani nerde yenisi demişsin... böyle başlamış bu oyun ve böyle sürecek, ben sadece bir skormuşum tek anlamının duvara atılan bir çentik oldugundan habersiz.

senin hikayeni yazmak zor... hangi yalan daha elle tutulur karar vermek daha zor. sonun başlangıcı geldiğinde ve ben içimden hassiktir oyunun kuralını bozdum, kendime verdiğim sözleri çignedim, gitmem gerek senden dediğimde gitme, hayatta herşeyin bir sebebi vardır, bekle ve gör, sen harikasın dememin anlamı neydi? zaten skor olmamış mıydım? bir fırt daha acıtacam ki canını doz aşımı yaşasın mı dedin? yoksa amac yeni oyuncagına gidişini görmemi istemen miydi? Ne fark eder?

hikayeni yazmak zor. oynadıgın oyunu görüp sana iyi kötü bir değer vermek, bu degere istinaden yazmak zor. o kadar yalandın ki sen bile değildin belki. bir yalana anlam yüklemek zor. adiye, aşalığa, özlenene, unutulamayana, kin kusulana, bir kere daha görmek için pek çok şey feda edilebilineceğe anlam yüklemek, anlamına anlam katmak kolay... peki bir yalana? yaşanan şeylerin hepsi yalansa nasıl bir anlamı olacak ki?

sana bir anlam vermek, sana bir bebek vermek isterdim. üzülüp ağlayabilmek isterdim senin için. isterik tavırlar serileyip canını yakmaya çalışmak, telefonunu gece gündüz susturmamak, aptal aşıkların aptal acılarını çekmek isterdim. acın bana öyküler, şiirler yazdırsın, acımın fotografını çekebileyim isterdim. çok azıcık değerin olsun isterdim. Neden'i umursamayı, senden bir cevap almak için cıldırmayı isterdim ama gerek bile yok nedenlere. insan cevabın yalan olacağını bile bile soru sormaz değil mi? şimdi zorla yazılan satırlarsın. unutulmamak için. unutmamak ve bir daha kanmamak için belgenmeye çalışılansın. bir değeri olması gerekensin sırf değersize değer vermenin acısı üstüme çökmesin diye...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder